İnsanoğlu; tarih boyunca korunma ihtiyacıyla oluşan yüksek yapılar, dini ritüellerin gereği olarak ortaya çıkan yüksek yapılar ve benzerleri yüksek yapıları hemen hemen dünyanın her yerinde ve çeşitli gelişmişlik seviyesindeki her kültürde üretti. Asansörün icadı, gelişen mühendislik ve malzeme bilgisi, seri üretimle maliyetlerin düşmesi ve özellikle kent merkezinde kent toprağının çok değerlenmesi sonucu tüm dünyada yüksek yapıların giderek yaygınlaşması kaçınılmaz bir eğilime dönüştü. Ortaya çıkan yüksek yapı mimarisi, başlangıçta sadece ofis işlevini barındırmak için yüksek yapılar üretmek üzere organize olmuşken, günümüzde yüksek yapıların çeşitli ihtiyaçlar doğrultusunda sadece ofis yapısı değil, konut, otel gibi tek; ofis-konut, ofis-otel, otel-konut, ofis-otel-konut gibi çok işlevi içinde barındıran fonksiyonlarla karşımıza çıktığı görülmektedir. Görülen bu çeşitlilik, yükseldikçe karmaşıklaşan bir plan şeması ve bunu takip eden birçok farklı isterler sonucu biçimlenmiş çekirdek tasarımlarının ortaya çıkmalarına neden olmuştur. İşlevsel organizasyonun düzgün işlemesi açısından büyük önem taşıyan tek ve çok işlevli yüksek yapılardaki çekirdek tasarımları, kat plan şemalarının biçimlenişindeki tasarım ölçütleri standartlarını bizlere sorgulatmaktadır. Bu ana fikirden hareketle çalışmada, yüksek yapının formu, kat adedi, yüksekliği, teknolojik seviyesi açısından yapım yılı, taşıyıcı sistem seçimi ve işlevi ile çekirdeği arasındaki ilişki araştırılırken, çekirdeğin de kendi içerisindeki düzeni, geometrisi, biçimi, kat alanındaki konumu, adedi ve asansör ile merdiven gibi düşey sirkülasyon elemanlarının sayısıyla alakalı veriler incelenmektedir. Bu bağlamda, makale çekirdeğin en yoğun olan kat alanına oranından çıkan sonuçla elde edilen kat verimliliği hesabı ile plan-çekirdek ilişkisinin çeşitli işlevler üzerinden kronolojik sırayla ele alınarak, mimari tasarım etkinliği sırasında tasarımcı tarafından alınan kararları analiz etmeye odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yüksek Yapılar, Plan, Çekirdek, İşlev
|