BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Zehra EMİNAĞAOĞLU
KENTSEL MEKAN ORGANİZASYONUNDA BİTKİLERİN MEKAN ÖGESİ OLARAK KULLANILMASI
 
Giriş: Mekân ancak mekânsal deneyimlerin, mekân içinde yaşatılması ile algılatılabilir. Yani çok boyutlu bir kavramdır. Boyutsal algıyı arttırmak yani mekânı algılanabilir hale getirmek, sınırlandırılmış boşluğu anlamlı hale getirmekle mümkündür. Mekânı oluşturan çeşitli elemanlar ve onu anlamlı kılan ögeler, mekân organizasyonunda farklı roller üstlenirlerken, mekânın algılanabilirliği üzerinde son derece önemlidirler. Mekanı oluşturan bileşenler yapı düzeyinde duvar, döşeme ve tavan olarak sınırlı iken kentsel mekanlarda duvarlar, çitler, bitkiler ve nehirler, göller, tepeler gibi bir çok doğal bileşenden söz etmek mümkündür. Bu bağlamda bitkilerin organize edildiği, kullanıldığı, deneyimlendiği yerler mekan olarak değerlendirilebilir. Mekanın oluşturulması ve kullanılmasında tasarım ögesi olarak bitkilerin kullanımı mekana pozitif değerler katmaktadır. Bitkiler yaşayan varlıklar olarak mekana hayat getirir; renkleri, dokuları, ölçüleri, biçimleri ile estetik bir değer olarak kentsel mekanların tasarım süreci içerisinde yer alırlar. Mekanın kimler tarafından kullanılacağı, ne amaçla ve ne ölçüde sınırlanacağı, bulunduğu konum ve ekolojik koşulları, kullanılacak bitkinin türünü, boyutunu ve dokusunu belirlemektedir. Mekân oluşturan elemanlar ve öğeler kullanıldıkları yere göre mekânsal organizasyonda sınırlayıcı, yönlendirici, ayırıcı, birleştirici, odaklayıcı ve estetik roller üstlenirler. Bu roller kullanıcının mekânı kavramasını ve anlamlandırmasını sağlamaktadır. Bu çalışma, mekânsal organizasyonda bitki kullanımını işlevsel açıdan ele almakta; kentsel mekânlarda üstlendiği rolleri incelenmektedir. Amaç: Çalışma; bitkilerin kentsel mekanda, mekan ögesi olarak fonksiyonel kullanımlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada amaç peyzaj mimarlığı tasarım sürecini yönlendirmek değil; kentsel mekanlarda bitki kullanılmasına yönelik organizasyon ilkelerini ortaya koymaktır. Kapsam: Çalışmada; tasarım ilkeleri dikkate alınarak bitkilerin mimari mekandaki işlevsel konumları değerlendirilmekte; bitkiler form, renk ve doku gibi fiziksel özellikleri ile ele alınmaktadır. Bitkilerin tür, cins gibi tanımlayıcı bilgileri ve ekolojik koşulları çalışma kapsamı içerisinde değerlendirilmemektedir. Sınırlıklar: Mekansal algı açısından bakıldığında, bitkilerin mekan içerisindeki kullanımlarında çok farklı psikolojik etkileri söz konusudur. Bu çalışmada algısal süreç sadece fonksiyonel özellikleri ile değerlendirilmiştir. Mekan ögelerinin fonksiyonel kullanımlarına ilişkin yapılan sınıflamalar dikkate alınarak bitkisel kullanımlar; sınırlayıcı – ayırıcı, süreklilik sağlayıcı- yönlendirici, belirleyici-odak oluşturma şeklinde sınırlandırılmıştır. Yöntem: Çalışmada öncelikle detaylı literatür taraması yapılmıştır. Sonrasında fotoğraflar üzerinde uygulanan görsel analiz tekniği kullanılmıştır. Adope Photoshop 2015, fotosketcher gibi bilgisayar programları kullanılarak fotoğraflar üzerinde yapılan analizlerle, fonksiyonu belirleyen sınırlar öne çıkarılmıştır. Çalışmada kullanılan fotoğraflar Zehra Eminağaoğlu’nun arşivinden seçilmiş fotoğraflardır. Bulgular: Sınırlayıcı – ayırıcı bitkisel kullanım: Mekanın fiziksel biçiminin belirlenmesi ve sınırlandırılmasında mülkiyet faktörü önemli olabilir. Sınırlayıcı-ayırıcı bitkiler, kamusal ve yarı kamusal alanlar arasında geçişi ve hiyerarşiyi sağlamaya katkı sunmaktadır. Konut ve site bahçeleri veya belli grupların kullandığı özel-yarı özel kentsel mekanları sınırlandıran bitkilerde yüksek ve sık dokulu bitkiler tercih edilir. Bitkiler geçirgen bir yapıya sahiptir ve katı olmayan sınırlar oluşturmaktadır. Zaman içerisinde çevresel ve ekolojik faktörler sonucu tahrip olabilirler. Bu sebeple yüksek güvenlik istenen mekanların sınırlandırılmasında beton-taş duvarlar ve metal çitlerle birlikte kullanılmaktadır. Duvarın ve metalin görüntüsüne yumuşak ve estetik bir görüş sağlamaktadır. Yaya yollarının sınırlandırılması bulunduğu konuma göre değişebilir. Manzaraya açık, rekreatif amaçlı kullanılan yollar görüş açısını kapatmayan, kısa boylu zemin bitkiler veya gövdesi uzun ağaçlar ile sınırlandırılmaktadır. Güvenlik gerektiren yollarda yüksek ve sık dokulu bitkiler tercih edilir. Yerleşim yerleri ile taşıt yollarını ayıran bitkiler, gürültü ve kirli havayı engellemesi acısından oldukça önemlidir. Süreklilik sağlayıcı- yönlendirici bitkisel kullanımlar: Yolların kullanılış amacı bitki kullanımını çeşitlendirmektedir. Yaya yolu kenarında güvenlik gerekiyorsa perde oluşturan çit şeklindeki bitkiler yol boyunca estetik görüntüler sunacak şekilde düzenlenmektedir. Ayrıca yaya yollarında manzarayı izlemeye imkan veren kısa boylu bitkiler veya yüksek gövdeli ağaçlar kullanılmaktadır. Bazı rekreasyon amaçlı yaya yollarının üstü bitkilerle kapatılarak tüneller oluşturulmaktadır. Yol boyunca tekrarlanan ağaçlar yol boyunca belli bir ritim oluşturmakta; yolun sürekliliğine ve yönlendiriciliğine katkı sunmaktadır. Ayrıca ağaçlı yollar gölgelik sağlamakta; yüksek binalar ve yollar arasında ara yüzey oluşturarak insan ölçeğine yakınlaştırmaktadır. Bitkiler ölçüleri, formları, dokuları, renkleri, kokuları ile etkili görüntüler sunarak insanları girişlere yönlendirmekte; yol bulmayı kolaylaştırmaktadır. Belirleyici-odak oluşturma: Ağaçlar kentsel mekanlarda büyük ölçekli formları ile odak oluşturabilmektedir. Özellikle tarihi özellikleri olan anıt ağaçlar kentsel mekan içinde belirleyici olmaktadır. Benzer bitki türlerinin arasında farklı renk-doku-form özeliği dikkat çekmektedir. Ayrıca benzer bitki türlerinin bir arada kullanıldığı kütle oluşumlar odak oluşturmakta ve çekim yaratmaktadır. Biçimlendirilmiş bitki formları, gölgelik yaratan konumlar odak oluşturabilmektedir. Bitkilerin zamanla ve çevresel koşullara bağlı olarak değişen formları kalıcı odak olmalarını zorlaştırmaktadır. Bu anlamda dayanıklı ağaç formları kalıcı odaklar olabilir. Sonuç: Doğada bitkiler hayran verici bir düzen ve birliktelik içerisinde yaşarlar. Tüm canlılar için yaşam alanı oluştururlar. Bu düzene müdahale etmek bazen yok edici sonuçlara yol açabilir. Amaç bu alanlara müdahale etmek değildir. Aksine doğal yetişen ortamlara izin verilmeli ve bunun için bilinçli fırsatlar yaratılmalıdır. Amaç insan baskısı ve kentleşme ile birlikte oluşan kötü çevrelere müdahale etmektir. Yaşanabilir çevreler yaratmak ve bitkilerin fiziksel çevre içerisinde kullanımını ve varlığını sağlamaktır. Bütün bu faktörler ışığında, yapılan mimari mekan tasarımı sürecinde, organizasyon ilkelerinden yararlanmak mekanı işlevsel ve estetik kılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Mekan, kentsel mekan, mekan ögeleri, tasarım elemanları, bitkisel tasarım,



 


Keywords: