BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Atlıhan ONAT KARACALI, Nur URFALIOĞLU
SEÇİLMİŞ NEOLİTİK ANADOLU BULUNTU YERLERİNDEKİ ARKEOLOJİK BULUNTU TÜRLERİNDEN MİMARİ KİMLİKTE OLANLARI ÜZERİNE BİR DERLEME
 
İnsan, soyut düşünebildiğini bildiğimiz tek canlıdır. Bu soyut düşünme yeteneği ile biriktirebildiklerine kültür; kültürlerin toplamı ile ortaya çıkan kavrama da uygarlık denir. Literatürde, uygarlık tarihi için bazı dönüşüm noktaları tespit edilmiştir. Bunlar; “tarım devrimi”, “kentleşme devrimi” ve “endüstri devrimi”dir. Bu çalışma günümüzde yapılıyor olsa idi; bunlara, veri işleme ve depolama biçimlerini tümden değiştiren “internet devrimi” ve çok yakın bir gelecekte öngörülen ve uygarlığımızı gezegenler arası bir kimliğe taşıyacak “Mars’a yerleşim” dönüşümleri de şüphesiz eklenirdi. Tüm bu dönüşümler yaşanmakta iken mimarlık her zaman; elde edinilebilen malzeme, tecrübe edilmiş yapı teknolojisi ve toplumsal, kültürel ve ekonomik unsurları bünyesinde bulunduracak şekilde gelişmişliğin ve yaşam tarzının göstergesi olmuştur. Uygarlığımızın ilk kırılma noktası olan tarım devriminin gerçekleştiği dönem olan Neolitik ve Neolitik mimarlık üzerine çalışmak, bu bağlamda anlamlıdır. Bugün, Mars’a yerleşim için Mars’tan yapı malzemesi üretmek gibi vernaküler mimarlık kimliğinde çalışmalar kurgulanmaktadır ve tüm ileri teknolojimize rağmen Mars hakkındaki bilgi düzeyimiz, belki de Neolitik dönemde Dünya hakkındaki bilgi düzeyimiz ile eşlenebilir konumdadır. Öte yandan, üzerinde yaşadığımız Anadolu; tarihin çoğu noktasında doğu ve batı uygarlıkları arasında hem sınır hem de köprü işlevi görmüştür. Tarihin bir noktasında Yunan ile Pers, bir başka noktasında İslam ve Hıristiyanlık, bambaşka bir noktasında geleneksel ve modern kültürlerin aracısı olan Anadolu, Neolitik dönemde de tarım toplumları ile avcı-toplayıcı göçebeler arasındaki köprüdür ve tarımın, dolayısıyla yerleşik hayat ve uygarlığın Avrupa’ya Anadolu üzerinden aktarıldığı görüşü literatürde ağırlık kazanmaktadır. Tüm bu alanları kesiştirdiğimizde ortaya çıkan “Neolitik Anadolu Mimarlığı” üzerine yapılacak çalışmalar; birçok açıdan ve alandan bakıldığında, sadece geçmişi değil, bugünü ve yakın geleceği daha doğru kavramak noktasında elimize eşsiz veriler sunacaktır. Amaç: Bu araştırma; seçilmiş Neolitik Anadolu buluntu yerlerindeki arkeolojik buluntu gruplarından mimari kimlikte olanlarının Neolitik dönemdeki gelişimlerin seyri ile olan kesişimleri ve bu noktalarda yapılmış çalışmaların literatüre katkıları üzerine bir derlemeyi amaçlamaktadır. Kapsam: Araştırmanın kapsamı; modern politik sınırları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Asya kıtasında kalan toprakları olarak ifade edilen Anadolu’da, Neolitik döneme tarihlenmiş ve literatüre katkı açısından ön plana çıkmış Göbeklitepe, Çayönü, Aşıklıhöyük ve Çatalhöyük’teki arkeolojik buluntu türlerinden mimari kimlikte olanlarından oluşmaktadır. Sınırlıklar: Türkiye’de yüzey araştırmaları ve kazılar dahil dört yüzün üzerinde Neolitik buluntu yeri tespit edilmiş ve bu sayı günden güne artıyor olduğundan; çalışma, bunlardan araştırma çapı ve etkisi ile ön plana çıkanları ile sınırlandırılmıştır. Yöntem: Araştırmada, öncelikle Neolitik dönem üzerine genel literatür taranmış ve bu dönemde uygarlığımızın önemli dönüşüm noktaları tespit edilmiştir. Ayrıca, Anadolu’nun Neolitik dönemdeki önemi ve diğer yerleşim bölgeleri ile olan ilişkileri irdelenmiştir. Anadolu’da tespit edilen Neolitik buluntu yerlerinin, Neolitik dönemdeki dönüşümlerle olan ilişkisi de incelenerek; buralardaki mimari unsurların doğru değerlendirilmesi ile ilgili çıkarımlar yapılmıştır. Saptanan her bir buluntu yeri için üretilmiş literatür değerlendirilerek, mimari unsurların ayrıntılı özellikleri ortaya çıkarılmıştır. Bulgular: Neolitik dönemde uygarlığın dönüşüm noktaları olarak tarım, seramik ve mimarlık saptanmıştır. Bunlardan ilki olan tarımın; gezegenin en az altı farklı noktasında, birbirinden bağımsız olarak deneyimlendiği ortaya çıkmıştır. Bu noktalardan biri ve en eskiye tarihleneni olan Yakındoğu’nun sınırları tespit edilmiş ve son dönemde bu sınırlar genişletilerek Anadolu’nun iç bölgelerinden biri halinde değerlendirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer bir önemli dönüşüm olan seramiğin; basit bir teknolojik gelişimdense tarımsal üretimin kurumsallaşmasını temsil ettiği ve literatürde Neolitik dönemi ikiye bölecek (Seramiksiz ve Seramikli Neolitik) etkide olduğu gözlemlenmiştir. Üçüncü dönüşüm ve çalışmanın odağı olan mimari ise; Neolitiğin öncülü olan Paleolitik dönemdeki avcı-toplayıcıların geçici kampları, yeterli besin bulunduğunda ortaya çıkan daha uzun soluklu mevsimsel kampları ve nihayet Neolitikte tarımın deneyimlenmesi ile yaygınlaşan yerleşik hayat ile tümden kalıcı yapıların ortaya çıkması bağlamında ele alınmıştır. Yine konut yapılarının; Seramiksiz Neolitiğin başlarında dairesel biçimde iken, Seramiksiz Neolitiğin sonlarında dikdörtgensel biçime dönüştüğü, Seramikli Neolitikte ise dikdörtgensel ve çok bölümlü biçime evirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca Neolitikte; konut yapıları dışında, toplu halde yaşamanın bir getirisi olarak kamusal yapıların kimi buluntu yerlerinde ortaya çıktığı görülmüştür. Sonuç: Çalışmanın sonucunda, Anadolu’da saptanan Neolitik buluntu yerlerinden güneydoğuda yer alan ikisinin (Göbeklitepe ve Çayönü) gerek kültürel gerekse de mimari açılardan, Yakındoğu’nun Anadolu dışındaki geleneksel çekirdeği olan Bereketli Hilal yerleşimleri ile ilişkilendirilebildiği; diğer ikisinin (Aşıklıhöyük ve Çatalhöyük) ise, özellikle mimaride oldukça özgün bir gelişim gösteren Orta Anadolu bölgesini temsil ettiği çıkarımında bulunulmuştur. Ayrıca her bir buluntu yeri için de özgün değerlendirmeler ortaya çıkarılmıştır. Göbeklitepe’de konut yapısının bulunmayıp yapıların tamamının kamusal nitelikte olduğu ve Çayönü’ndeki yapı katmanlarının daireselden dikdörtgensel biçime dönüşümün tüm aşamalarını gösterir kimlikte olduğu fark edilmiştir. Güneydoğudakilerden daha geç bir döneme tarihlenen Aşıklıhöyük’te, Neolitik Orta Anadolu’nun karakteristik biçimi olan ve “petek doku” olarak adlandırılan bitişik dikdörtgensel yapılar topluluğunun ilk aşamasının görüldüğü ve kamusal kimlikte yapıların varlığının sürdüğü; Aşıklıhöyük’ten de geç bir döneme tarihlenen Çatalhöyük’te ise petek dokunun varlığı sürmekte iken, kamusal yapıların ortadan kaybolduğu gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Neolitik, Neolitik Anadolu, Neolitik Mimari, Vernaküler Mimari



 


Keywords: