Giriş: Sanayi devriminin insanlara getirdiği refahın yanı sıra, yüz yıllık süreç içerisinde bu refah düzeyine paralel, insanların konut ihtiyaçlarıyla şehirler, büyümekle karşı karşıya kalmıştır. Sanayi ve konut stokunun hızla artışı çevre sorunlarını da günümüze taşımıştır. Doğal kaynakların büyük bir bölümü sanayi ve konutlar tarafından kullanıldığı göz ününe alınırsa bilinçsiz bu kullanımlar çevre ve hava kirliliğinin en büyük sebeplerini teşkil etmektedir. Bu sorunları en aza indirme ve gelecek nesillere yeşil bir dünya bırakma adına son yıllarda ''sürdürülebilir mimari'' kavramı ortaya çıkmıştır. Doğanın ve doğal kaynakların yetişen nesillere sağlıklı aktarımı açısından konut ve çevrenin, tasarım aşamasından sonuca varılmasına kadar kullanılacak malzemelerin seçimi konusunda, yeşil bina tasarım kriterler ortaya konmaya başlanmıştır. Bu tasarım kriterleri enerjinin verimli kullanımı, su kullanımının azaltılması, binaların kendi enerjilerini üretmesi, iç yaşam konforu ve atıkların geri dönüşülebilirliğini kapsamaktadır. Yukarıda bahsi geçen nedenlere bağlı olarak, bir çok ülkede yeşil bina kavramını bölgesel ve coğrafi farklılıkları da gözetilerek, belli kriterlere bağlamak üzere, yeşil bina sertifikasyon sistemlerini kurmaya, ülkelerinden sonra bu sistemleri Dünyaya yaymaya başlamışlardır. En yaygın ve önemlileri, Leed (ABD), Breeam (İngiltere) ve Dgnb ( Almanya) başta olmak üzere, bir çok sistem dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yayılım ve ilgi görmektedir. Amaç:Araştırmada, son yıllarda sürdürülebilir yeşil bina kavramıyla ortaya çıkan sertifika sistemlerinin, binalarına prestij kazandırmayı öncelik haline getiren bir anlayışla, etik kurallarla hareket ederek sertifika sistemine dahil olmayan fakat yeşil bina kriterlerini sağlayan anlayışın farklılıklarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Kapsam:Makale şehir merkezinde Leed gold kriterlerini yerine getirmiş prestijli bir örneği teşkil eden Ataşehir Palladium Tower ve şehir dışında kırsal alanda kurulmuş, Çatalca Barco tekstil fabrika binasının yapım süreçlerini kapsamaktadır. Sınırlıklar:Sertifikasız yeşil bina üretiminin ender rastlanan örneklerinden birini oluşturan Barco tekstil fabrikası örneğiyle birlikte, Türkiye'de 800 üstünde ki sertifikalı binaların içinden adı geçen Palladium ofis binası ile araştırma sınırlandırılmıştır. Yöntem:Palladium Tower için, Leed'in Türkiye'de ki temsilcisi Altensis tarafından derecelendirilen sürdürülebilirlik kriterleri, resmi web siteleri üzerindeki yayınları incelenmiş, projeyi yürüten gruptan teknik veriler elde edilmiştir. Tekstil fabrikasında ise alan çalışmasıyla birlikte, firma sahibi ve inşaat safhalarını gerçekleştiren teknik ekipten gerekli bilgi ve belgeler toplanarak çalışma yöntemine ışık tutulmuştur. Bulgular:Sürdürülebilir yapı teknolojisinin tasarım aşamasından bitimine kadar Leed kriterlerine göre inşa edilmiş, binalarına saygınlık kazandırma ve pazarlamada ayrıcalık kazanma stratejisine yönelik yapımı tamamlanan Ataşehir Palladium Tower binasının değerlendirilmesiyle birlikte, yeşil bina değerlendirme sisteminde, bir belgenin oluşturduğu maliyete ve firmaya bağımlığı hoş görmeyen, doğaya ve insana saygıyı misyon edinmiş, proje tasarım aşamasında, yapıda kullanacağı geri dönüştürülebilir malzemeleri tanımlayarak, kendi yeşil binasını inşa edip işletmeye açan Çatalca Barco Tekstil fabrika binasının sürdürülebilir yeşil bina kriterlerinin karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Sonuç:Doğadaki kaynakların hızla tükenmesi hava kirliliğinin yüksek seviyelere ulaşması, su kaynaklarının hızla azalması, insanların bu konuda bilinçlendirilmeleri, doğayı koruma adına etik değerlerle hareket ederek bilinç altına bu olguların yerleşmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu eğitim ve bilinçlenmeyle birlikte, teknik alt yapısını oluşturan kurumlar çoğaldıkça, bu tür aracı firmaların önemini azaltacağı gibi, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Alman Standartlar Enstitüsü (Deutsches Institut für Normung e. V.), (DIN) gibi, Ülkelerin milli kuruluşlarında bu sertifikasyon sistemlerindeki tanımlanmış yeşil bina özelliklerini içeren malzemelerinin kullanımının mecburi hale getirilmesiyle de bu aracı kuruluşlara ihtiyaç kalmamış olacağı düşünülmektedir. Ayrıca kâr amacı güden ve aralarındaki rekabetle kendi yarattığı sistemlerden ödün vermeye başlayacakları, modelleri çöküntüye uğrayıp, kendi sürdürülebilirliğini kaybetmekle karşı karşıya kalabileceklerini göz ardı etmemeleri gerektiğinin sonucuna ulaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Palladium Tower, Barco Tekstil, Yeşil Bina Kriterleri, Sürdürülebilirlik
|