Sürdürülebilirlik kavramý genel anlamýyla belirsiz bir süre boyunca bir durum veya sürecin sürdürülebilme kapasitesini ifade eder. Bu genel anlamýyla sürdürülebilirlik, birçok farklý þekillerde algýlanabilmekte ve tanýmlanabilmektedir. Sürdürülebilirlik, temelde ekoloji ve ekolojik sistemlerin fonksiyonlarýný, süreçlerini ve üretkenliðini gelecekte de devam ettirebilme yeteneði olarak algýlanmaktadýr. Kavram, ekonomi açýsýndan deðerlendirildiðinde, sürdürülebilir geliþme kavramýyla birlikte ele alýnarak, döngüsel ekonomi yaklaþýmý ile tanýmlanabilir. Bu yaklaþýmda amaç, üretim faaliyetlerinin çevreye olan etkilerinden sorumlu olmak, üretim sürecinde yenilenebilir kaynaklara yönelmek, kaynaklardan kullanýmlarý sýrasýnda maksimum deðeri elde etmek için mümkün olduðunca uzun süre kullanýlmasýný saðlamak ve her kullanýlabilir ömürleri sonunda ürün ve malzemeleri geri kazanarak yeniden ürün üretmektir. Farklý endüstrileri; malzeme, enerji ve hizmetlerin fiziksel olarak deðiþimi ile birbirine baðlayan endüstriyel simbiyoz günümüz endüstrisi için sürdürülebilirliðin anahtarý konumundadýr. Biyomimikri ise; doðanýn modellerini, sistemlerini, oluþum süreçlerini ve elementlerini inceleyen, elde ettiði bilgileri taklit ederek ya da ilham alarak yararlanan, problem çözmeye yönelik bir bilim dalýdýr ve doðal sürdürülebilirliðin anahtarýdýr. Bu çalýþmada, biyomimikrinin ekosistem düzeyi kullanýlarak ve endüstriyel simbiyoz anlayýþý benimsenerek, baþka bir çalýþmada tasarlanan rastgele kapasiteli inþaat eko-parký optimizasyonu sonucundan elde edilen 18 adet inþaat endüstrisi tesisinin, simbiyotik iliþkilerde kullanýlabilecek atýklarýný tüm potansiyel alýcýlara daðýtýlmasý yerine aralarýndan bir tanesine gönderilmesi durumunda simbiyotik aðýn nasýl tasarlanacaðý besin aðý metrikleri ýþýðýnda bir optimizasyon çalýþmasý ile irdelenmiþtir.
Anahtar Kelimeler: Biyomimikri, endüstriyel simbiyoz, Eko-endüstriyel parklar
|
