BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Zeynep Handan KOÇ
MEKANI ZAPT ETMEK: SINIRLAR VE İÇ-DIŞ MEKAN ALGISI
 
İnsanların içeride ve dışarıda oldukları zaman dilimleri ve mekânlar üzerine tartışmalar uzun yıllardır devam etmektedir. Kimi zaman fiziksel sınırların içerisinde bulunanlar, diğerlerini Erving Goffman’ın ifadesiyle damgalayarak dışarıda bırakır. Damgalanmış olanlar, farklılık gösteren kişiler olabilir. Benim için damgalı olmayan biri, başkası için damgalı olabilir. İçeri olduğu düşünülen mekân, insanın güvende olduğuna olan inancını destekler. İçerisi, benim için, senin için, bizim için güvenli olarak düşünülürken, dışarıda insanları bekleyen farklılıklar ve karşılaşabilecekleri tehlikeler insanlar için güvenli bir ortam oluşturmayabilir. İnsanlar yaşadıkları yerden ve tanıdıklarından şüphe duymak istemezler. Tedirginlik duyulan her yer insan için dışarıdır denebilir. İçeri ve dışarı tedirginliği yaşayan insanlar, mimarlığı sınırlamak veya manipüle etmek yerine, mimari unsurları kullanarak iç mekânlarda güvenlik, mahremiyet ve sınırlılık hissi yaratma eğiliminde olabilirler. İnsan önce duvarlar örer ve kendini metrekareler içinde sınırlamaya çalışır. Sonrasında ise bu duvarları delerek ve büyük boşluklar açarak çocuksu bir isyanla duvarları yıkar. Başını sokabileceği bir evin olduğuna inandığı anda, sınırlar ve ölçüler belirlemeye başlar. Pencere boyutları ölçülür, duvarlara "kapılar" eklenir. Önce sınırlar koyar ve ardından bu sınırların yalnızca dışarıdaki insanlar için değil, kendisi için de geçerli olduğunu fark edince telaşa kapılıp duvarları yeniden yerinden eder. Zamanla fiziksel olarak bile yerinde durmayan sınırlar ve duvarlar, hayaletimsi bir varlık gibi daima hissedilmeye devam eder. Fiziksel olarak orada olmasalar bile mekânı deneyimleyen için geçilemez yerlerin hala varlığını sürdürmesi tartışılmalıdır. Odalara duvarlarla sınırlar çizilmesi yetmezmiş gibi bir de bu odalara gülünç bir şekilde isimler verilmiştir. Örneğin, yemek odası denilen dört duvar ve bir kapıdan oluşan "oda", sadece yemek yenebileceği bir yer olduğuna inanır insan. Ancak ne insanlar sınırlar içinde zapt edilecek varlıklardır, ne de sınırlar fiziksel olarak insanları zapt edebilecek güce sahiptir. İnsanlar kendilerine zapt edici mekânlar aramıştır. İhlal etmeyecek gibi kurallar koymuştur, hiç karşılaşmayacak gibi keskin sınırlar çizmiştir. Mekân hoyratça kullanılmış, her defasında daha iyisinin yapıldığı düşünülerek devamlı şekilde değiştirilmiştir. Mekânı zapt etmek, sınırların ve iç-dış mekân algısının karmaşıklığını gösterir. İnsanlar güvende hissetmek için sınırlar çizer ve mekânı kontrol etmeye çalışırken, bu sınırların gerçekten fiziksel bir etkisi olmadığı ortaya çıkar. İnsanlar, bilinmeyene karşı duydukları korkuyla sınırlar koyarlar ve bu sınırlar mekânda somut bir şekilde karşılık bulur. Ancak, sınırların varlığı ve etkisi sürekli olarak tartışma konusu olmalıdır. Duvarların, kapıların ve isimlerin mekânsal algıyı nasıl etkilediği üzerine yapılan bu tartışmalar, insanların yaşadıkları mekânda özgürce dolaşabilme ve yeni deneyimler yaşayabilme ihtiyacını gösterir.

Anahtar Kelimeler: içeri, dışarı, sınır, mekân



 


Keywords: